bugün

entry'ler (108)

dizilerde devrimci iyi ülkücü kötü gösteriliyor

bu düşünce kenan evren mantığıyla uyuşmamaktadır. kendisi "biz iki taraftan da aynı sayıda adam astık" demişti mesela, her iki tarafa da eşit ve adil davrandıklarını belirtmek için. adaletini yediğim. o değil de adam 2010'u da gördü be.

okan bayülgen i sevmek

şart değildir. neden sevmiyorum ya da neden seviyorum diye düşünülmemelidir.

anket denince akla gelen şeyler

(bkz: kafa atmak) böle geliyo arada bi insana.
deveye sormuşlar anket yapılması mı kötü, sürekli anket yapılmasını eleştirmek mi diye "nerem doğru ki" demiş.

yeni bir kelime öğrendiğinde devamlı onu duymak

(bkz: algıda hep onu duymacılık) tabi, evet.

sayıların okunuşuna göre uydurulan kafiyeli sözler

(bkz: anaokulundaki neşeli dakikalar)
yönlendirme yapıyorum ne var ya alla alla.

sevgili için yapılan fedakarlıklar

sevgili olmaktan çıktığında, pişmanlıklar listesine transfer olurlar.

tia maria

adına şarkılar söylenesi, şiirler yazılası, vanilyasıyla deli eden çılgın bi içki kendisi.

sigaraya verilen parayla yapılabilecekler

aynı hesapları sigara içenler de yapabiliyor, valla bak.
bu yapılabilecekleri düşünürken amaç kendine zarar vermek yerine faideli işler yapabiliriz demekse kolesterolü olanlar da kırmızı et yemek yerine o parayla kendine ev alsın, ağaç diksin mesela. hadi?

rap dinleyenlerin genelde mal olması

vay arkadaş, çeyrek asırdır şu dünyadayım "tv izleyenlerin allah belasını versin" "metal dinleyenler ne eşşeksiniz" diyecek cüreti göstermedim, heralde ben o sırada kişilerin zevklerinin kimseyi ilgilendirmeyeceğiyle ilgili bişiler öğreniyodum.
edit: bu ne be ilk entryler gidiyor? süper cesurdu herkes biraz önce?

taş gibi kızı çirkin erkeğe aşkım derken görmek

(bkz: hayata dair iç burkan detaylar)

sagopa kajmer den yılbaşı mesajı

"ben yeni bir yılı kutluyorum noeli kutlamıyorum" gerekçesini çürütememiştir. zaten biri de çıkıp "kullanılan" yeni bir takvim yılının başlamasını kutlamanın neresinin kötü olduğunu anlatırsa ömrümce her yılbaşı gecesi kendimi karanlık odaya kapatıcam. hicri takvimi mi kullanıyoruz biz? elbette müslümanlar noeli kutlamaz bunu bilmeyip müslüman olan mı var? ne gereksiz açıklama. anlamıyorum yahu! en anladığım, en çok dinlediğim adamı da anlamıyorum.

okunduğunda mutlaka artı oylanan entryler

güldürmesi, mizahi öğeler içermesi, zeka parıltısından göz kamaştırması şart değildir. tam tersi kaybettiği biriyle ilgili (babanın ölmesi vb) baştan sona içtenlikle yazılmış entryler de artı oylanıyor.

ben senin beni aldatmama ihtimalini sevdim

"ve beslenme çantamı içindeki otlu peynirle kafana geçirmek istedim aldattığında..." diye devam eder. çok acıklıdır.

güzel kız

"ben güzelim" dediğini ya da ima ettiğini duyan olmadı henüz hiç birinin.

kanetmark

çok ukalaydı. (bu tarihten bi kaç yıl sonra okununca anlaşılacak bu entry.)

gülendam

giriş müziğiyle dinleyenin midesine yumruk atabiliyor, "ne zaman diner bu gözyaşım" diye sorarken işte çaresizlik bu diye tanıtıyor, bitiş müziğiyle de gidişli-gelişli gözyaşı yolu açıyor dinleyenin yüzünde, kesiyor nefesi ciğerden çok yetenekli bir şarkı gerçekten.

azalarak bitsin

tüm "sigara içen insan / sigara içmeyen insan" tartışmalarında "öpmek / küllük yalamak" benzetmesinin kullanılması.

hastası olunan sözler

(bkz: sagopa kajmer den aforizmalar)

halk bankası

imece usulü maaş yöntemiyle işçi çalıştıracak heralde. topladıkları parayla alacağı personelin maaşını ödeyecek ne güzel istanbul ya.

koca bardak içkiyi bir dikişte bitiren insan

(bkz: güzel içiyor adam)
(bkz: vizontele)